Can Dündar'ın Mustafa filmi hakkında açılan davalar için Can Dündar ifade vermesi için savcılığa çağırılmış. Herşeyde bir art niyet arayanlar sağolsunlar hemen adliyelere koştular ve açtılar davalarını.

Oysaki Can Dündar'ı takip edenler Atatürk'ü seven ve sevdirmeye çalışan bir insan olduğunu bilirler.

Tamamen art niyet ile açtılar davalarını. Ben de soruyorum bu zihniyettekilere; "Siz ne yaptınız Atatürk için şimdiye kadar ki bu anlamsız davaların açılmasını sağladınız?"

Atatürk bir insandı. Bunu unutmayın.. Sizler yüzünden Atatürk düşmanları "Beton Kemal" yakıştırmasında kendilerini haklı görüyorlar. Can Dündar bu lafın önüne geçilmesi için büyük adımlar atmıştır bugüne kadar.. Büyük insan Atatürk insani yönüyle daha iyi anlaşılır ve sevilir bence.

O başarıyorsa her vatan evladı başarabilir çıkarımı yerine koskoca film içinde 114 saniye geçen sigara içtiği sahneleri ortaya atarak suçlamalar yapmak daha kolay geldi demek ki..

Kemal Kılıçdaroğlu'nu artık hemen herkes tanıyor. Son derece popüler oldu kendisi. Bu durumu şöyle açıklıyorum ben. İnsanlar her sorunun, üçkağıtçılığın üzerine giden, korkusuz, şeffaf siyasetçileri özlemişler sanırım. Böyle biri çıkınca da hemen tutuluyor.

Son düellosunu Melih Gökçek ile yapan Kemal Bey yine son derece net belgelerle konuyu anlattı. Ancak Gökçek her zamanki saldırgan tavırlarıyla sabote etmeye çalıştı. En son ortaya çıkan belge ile Erdoğan aleyhinde yaptığı çalışmaları da ortaya çıkınca hepten terlemeye başladı.

Gökçek'in saldırgan ve terbiyesiz üslubunu biz Çölaşan'la olan atışmalarından hatırlıyoruz. Çölaşan'ı sevmesem de pek yine de Gökçek gibi bir şahsiyetin yanında onu desteklemek istemiştim.. Gökçek nelere kadirsin sen yahu..

Kemal Kılıçdaroğlu bence senin hakkından geldi.. Ama anlayana, utanması olana!

Kemal Bey açısından ise son sözüm ancak "sıradaki!" olabilir :)

Yaşasın temiz siyaset. Keşke Kılıçdaroğlu Baykal'ın CHP'sinde olmasaydı.
Yazık!

Bir birey olarak kendi düşünce dünyanızı düşünün.
Düşüncelerinizin yüzde kaçı sadece kendi çıkarımlarınız.
Yani hangilerini başkalarından tamamen etkilenmeden bir süzgeçten geçirip de benimsediniz.
Hangilerini sorgulamalar ile mantığınız yanında vicdanınızla oluşturdunuz.

Ermeni Meselesine bakış da bu anlamda böyle bence.
İnsanlar otomatikleşmişler. Bildikleri bir solcu karşıysa kişiler de karşı çıkarlar. Beğendikleri bir sağcı karşıysa onlar da karşı çıkarlar. Kendi vicdanları ve mantıkları devrede değildir o an.

Ben düşünüyorum! Bence insanlar ölmemeliydi. İnsanlar derken hangi insanlar değil mi? Akla bu soru geliyor. Ama bu yanlış.

Hangi insan olursa olsun ölmemeli. Ne Kürtler, ne Ermeniler ne de Türkler ölmemeli.

Ama öldüler! Türkler, öldürüldü! Ermeniler, öldürüldü! Kürtler, öldürüldü!
Öldüler de öldüler. Yaşanan acıları ancak yaşayanlar bilirler. Yanlış politikalar, art niyetler, ırkçılık, savaş psiklolijisi, ihanet derken neler neler yaşandı.

Eğer bizim aydınlarımız özür diliyorlarsa onlar da özür dilemeliler mutlaka. Ermeni komitacılar ve çeteleri yüzünden Ermeni Toplumu tastamam suçlanamaz.

Zamanında karşılıklı öldürmeler yaşanmıştır. Ama en son tehcir ile beraber Ermeniler çok büyük acılar yaşamışlardır, doğrudur. Yolda güvenlikleri sağlanamamıştır. Binlerce ölü vermişlerdir. Geride kalan Ermeni kızlarına kimi Anadolu insanı el koymuş kimileri de sahip çıkıp evlat edinmiştir. Anadolu bu tarz yüzlerce gerçek hikayelerle doludur. Bir olayı en iyi kim bilir? Yaşayan bilir tabi ki....

Her taraftan insanlar öldürülmüştür.
Ben bir aydın değilim. Ben normal bir Türk vatandaşı olarak kendi vicadnımla Özür Diliyorum! Ama karşı taraftan da bir özür bekliyorum.

Amaç burada Türk tarafını yaralamak olmamalı, amaç barış olmalı.. Ermeni halkı terörü, isyanı istemese de desteklemiştir, istihbarat yardımı yapmıştır. Böyle olunce tehcir kaçınılmaz olmuştur. Doğu illeri Kürtler'in yardımı ile korunabilmiştir. Ama bugün de aynı sorunlar Kürtler ile yaşanmaktadır. Yakında Kürt Tehcir'i olabilir mi acaba?

Milliyetçiler istedikleri kadar hakaret etsinler özürcülere, istedikleri kadar saldırsınlar. Önemli olan insanlıktır.. Milliyetçiliğin aşırısı zaten insan ayırmaktır, ırkçılıktır. İnsan ayıran zaten anlayamaz. Anlama kapasitesi yoktur.

Barış hemen şimdi..!

CNN Türk'te Türkiye'nin önde gelen gazetecilerinden birisi olan Taha Akyol'un hazırlayıp sunduğu Ermeniler ve Türkler üzerine güzel bir belgesel filmi var. Haberi olmayanlar mutlaka izlemeli. Mutlaka derken konuyu takip edenler izleyebilir tabi ki..

Taha Akyol, milliyetçi bir isim hatırladığım kadarıyla. Yani sol kesimden gelmediğine eminim. Ama çekmiş olduğu belgeselde olaylara tarafsız yaklaştığını (yaklaşmaya çalıştığını belki de) görmek sevindirici. Kendisini takdir ediyorum.

Belgeselin adı "Ortak Acı 1915, Türkler ve Ermeniler"..

Ermeniler, Türkler ve 1915 yılı. Yani isim çok hoşuma gitti. Jenerikteki müzik "Sarı Gelin". Sarı Gelin müziği bile anlayana neler neler anlatıyor. Kalp gözü açık olan herkes o melodiler ile beraber gözünde yıllardır bölgede yaşanan acıları hissedebilir diye düşünüyorum. Türkler, Kürtler ve Ermeniler.. Kimler gelmiş, kimler geçmiş, kimler kimler can vermiş siyasi oyunlar ve cehalet uğruna. Yazık değil mi peki?

Uzun lafın kısası; güzel bir belgesel olmuş, bölümler halinde yayınlanıyor. İzlemeniz tavsiye edilir. Ermeni Meselesi ile ilgilenenler izlemeli diyorum ama tarihini bilmesi gereken bir gençlik de var sonuçta. Herkes bilmeli gerçekleri ve yaşanan acıları..


Not:Belgeselin ikinci bölümü 19 Aralık Cuma günü saat 22.00’de CNN TÜRK'te..

Siyaset içinde her zaman yaşayan ırkçılık son kez Canan Arıtman ile kendini gösterdi. Kendisi medya ve basında gördüğünüz üzere haddini aşarak şahsen desteklemediğim Cumhurbaşkanı'na çok ağır laflar söyledi.

Siyaset yapmanın yolu ne olursa olsun "saldırı" olmamalı.

Daha önce Türkiye'de çocuk pornosuna karşı oluşturabildiği kamuoyu desteği için kendisini takdir etmiştim ama bir yandan yaptıklarını diğer yandan yok ediyor bir anlamda.

Canan Arıtman'ı bu söyleminden dolayı kınıyorum.

Kim olursa olsun insanlara bu tarz laflar edilemez. Kaldı ki "Ermeni" demek aşağılama sayılamaz. Bir Ermeni de bir Türk gibi insandır. Bizler tutucu olmasak da "yaratılanı severiz yaratandan ötürü"..

İnsanlar türlü türlü. Solcuyum der emekçiyi horgörür, devrimciyim der fakiri horgörür, insanım der insanı horgörür, dindarım der diğer inananları horgörür.. Herşey birbirine girmiş. Adına demokrat denen insanlar bir gün Ermeniler'e bir gün Kürtler'e sövüyorsa bu nasıl demokratlık. Burada arıtmanı kastetmiyorum. Sözüm geneledir.

Bu yol siyaset yolu, kirlenmiş insanlarla dolu..
Yazık..!

Polis, bizim polisimiz..
Görevi nedir bu arkadaşların ve söz konusu kurumun..!
Bizleri, vatandaşı korumak değil mi?

Oysa onların görevleri yanı sıra daha öncelikli işleri var..
Bir amaçları var belli ki. Huzuru bozmak, kin kusmak, şiddeti yaşatmak gibi..

Tek bildikleri derinlemesine şiddet. Sınırları da yok doğrusu.
Öldürene kadar, olmadı sakat bırakana kadar kin kusuyorlar.

Türk polisinden utanıyorum. Yeryüzünde aynı bakış açısıyla insana bakan tüm güvenlik güçlerini kınıyorum. İnsanlık bitmiş dedirten polis dayaklarına ve şiddete karşı hala ortaya çıkmayan kamuoyu sesliliği içinse Aziz Nesin'e tekrar tekrar hak veriyorum. Ve artık bunun için üzülmüyorum.

Hala "polisimizle gurur duyuyoruz!" vari kelimeler duyuyorum.

Utanıyorum..

Tavsiye Siteler

  • Eğitim Forumları
  • Yemek Tarifleri
  • Bilgi Deposu
  • Etkinlik Marketi
  • Hastalıklar