Son günlerin önemli konusu, hepimizi ilgilendiren derin bir mevzu; Deniz Feneri Derneği davası...
Henüz dava aşamasında olsa da ele geçen belgeler sanki Türkiye karışsın amacıyla hazırlanmış gibi.. Belki doğru belki düzmece, bilemeyiz ama ortada olan bir şey varsa o da başta başbakan olmak üzere diğer AKP milletvekillerinin olmadık işlere karışmış olduğudur. Yani ister ucundan ister dibinde olsun karanlık işlere karışıldığı gün gibi ortada.
Şaban Dişli ile rüşvet belgelendi. Sonra Recep Tayyip Erdoğan'ın belgede adı geçmesi ve tanımam dediği kişiyle birden çok fotoğrafının ortaya çıkması...
Aydın Doğan ile kavgalarına ne demeli..
Aydın Doğan ve Deniz Baykal*a bozacı-şıracı yakıştırmasını yapan başbakan bence bu iki tabirden birini üzerine alınmalı. Asıl bozacı ve şıracı Aydın Doğan ile Tayyip Erdoğan ikilisidir. Menfaatleri bozulunca saldırıyorlar birbirlerine.. Ne Hürriyet ne de diğer Doğan Medya basın şirketleri tarafsız değildir. Yeri gelir orduyu pohpohlar yeri gelir AKP'yi.. Hepsi yanlıdır. Başbakanın damadı da Hürriyet'in yönetimi de... Sevmememe rağmen Emin Çölaşan'ı örnek veriyorum bu konuda. Neden kapının önüne koyuldu? Sadece iki dakika düşünmek yeterlidir.
Ak ve kara çoktan birbirine girdi.. Yetim hakkı, kul hakkı böyle korunmaz.. AKP partisine üye olup aş bulanları veya bunlara ortam hazırlayanları (önceki partiler de dahil buna) bu tarafta ve diğer tarafta ne kurtarır kurban olduğum Allah bilir artık orasını..
*Not: Baykal'ın adı geçti diye onu adamdan saydım sayılmasın...
O yaşayan en boş siyasetçilerden birisi...

Tavsiye Siteler

  • Eğitim Forumları
  • Yemek Tarifleri
  • Bilgi Deposu
  • Etkinlik Marketi
  • Hastalıklar